Soğuk bir kış sabahı Horacia kıtasının kuzeyinde Ownia Krallığının Hoolyrood Yüksek Hisarında bir telaş vardı.Bu telaşenin sebebi ise Kral Orld’un hiçbir yerde bulunamamasıydı.Yüksek Lord Hoolyrood’daki herkesi ve her yeri aratmış fakat kralın izine bile rastlanmamıştı.Birçok lord bu yüzden kralın kaçırıldığını düşünüyordu.Halbuki kralın ortadan kaybolmasının sebebi kaçırılmak değil kendi isteği olmaksızın ufak çaplı bir maceraya çıkmasıydı.Kral gece acıktığı için kilere gitmiş ardından da kitap okumak için kütüphaneye gitmişti.Uykulu gözleri onu yanıltarak okumakta olduğu kitap yerine “Horacia Ansiklopedisi” adlı başka bir kitap almasını sağladı.Kitabı çektiğinde ise garip bir şekilde kitap bir anahtar vazifesi üstlenerek kitaplığın ikiye ayrılmasını sağladı.Ayrılan kitaplığın arasında aşağı doğru uzanan ve aniden yanan meşalelerle aydınlanan sonu gözükmeyen bir koridor belirdi.Aniden yanan alevler sebebiyle gözleri kamaşan kral adeta afallamıştı.Tedbirli bir kişiliğe sahip olması münasebetiyle yanına hançer alarak koridoru takip etmeyi başladı.Koridordaki taşlar Hoolyrooddaki taşlardan farklıydı.Hoolyrooddaki taşlar genellikle koyu ve gri renkte iken koridordaki taşlar soluk bir mavi ve koyu bir turuncu rengin-deydi.Kral Orld koridorda ilerledikçe çağlayan su sesleri ve daha parlak bir ışık beliriyordu.Koridorin sonu Hoolyrood’daki taht odasından daha büyük bir salona çıkıyordu.Salonun kenarlarında üçer tane minik şelale vardı.Şelalelerin döküldüğü yerde küçük havuzlar vardı.Her havuzun ortasında farklı krallıklardaki farklı kişilere ait heykeller vardı.Şelalelerin kaynağının üstünde ise o şelaledeki kişinin motifleri yer almaktaydı. Salonun sonunda ise yukarı doğru uzanan ardından sağ ve sola sonra da birleşen merdivenler vardı.Merdivenlerin ayrıldığı yerde Horacia kıtasının bir haritası vardı fakat bu harita diğer haritalardan farklıydı.Haritadaki tek krallık Ownia Krallığıydı.Merdivenlerin birleşi-minde ise Ownia Krallığının kurucusu Kuzey Fatihi Kral Gonthrat’ın büyükçe bir heykeli vardı.Kral Orld gördükleri karşısında adeta büyülenmişti. Salonun ortasına geldiğinde ise bir kürsüyle karşılaştı.Bu kürsü de diğer kürsülerden farklıydı çünkü kürsünün işlemeleri Çöllerin hakimi Sortların işlemesine benziyordu.Kürsünün üstünde ise ciltli ve çok kalın bir kitap vardı.Kitabın adı “Horacia Ansiklopedisi” idi.Merakla içine bakarken Kral Orld kitabın arasına sıkışmış bir harita buldu. Haritaya dikkatle baktığında çok şaşırdı çünkü harita Kral Gonthrat’ın 1000 yıldır kayıp kılıcının ve hazinesinin yerini gösteriyordu. Haritayı daha dikkatli incelemeye karar verdi çünkü haritanın bazı kısımları farklı bir dille yazılmış ve yıpranmıştı.Koridordan geri döndüğünde ise yol bir duvarla kapanmıştı.Önce bunun kendisi yapılmış bir tuzak olduğunu düşündü ama karşısındaki duvara dikkatli baktığında duvarın tahta olduğunu gördü. Kütüphane gün içinde sürekli kullanıldığı için birisi duyar umuduyla gür bir sesle bağırmaya başladı.Ne kadar bağırdıysa da kimse onu duymamıştı çünkü Hoolyrood’daki herkes kralın kaçırıldığını düşünmekte ve endişeli bir biçimde yüksek lordun kararını beklemekteydiler.Bu sebepten kimse kütüphaneye uğramıyordu.Kral Orld normalde azimli birisi olmasına rağmen bazı durumlarda umudunu çok çabuk kaybediyordu. Yeterince dinlenmediği için ve çok fazla bağırdığı için yorulan vücudu umutsuzlukla da karşılaşınca daha fazla dayanamadı.Duvara yaslanık bir biçimde gözlerini kapattı.Yavaş yavaş kaydığı hissetti ve aniden kafasını bir meşaleye çarpttı.Kafasını çarptığı için gözleri açan Kral Orld hiç beklemediği bir manzarayla karşılaştı.Meşale, kitap gibi anahtar vazifesi görmüş ve kapının açılmasını sağlamıştı.Tüm yorgunluğu bir anda giden Kral Orld hemen haritayı incelemeye başladı.Haritayı incelediğinde ise hazinenin neden yüzyıllardır bulunamadığını anlamıştı. Hazine Horacia’da kışın en sert ve acımasız geçtiği sayısız ölümcül uçurumlarla dolu bu yüzden adı “Ölüm Vadisi” olan bir vadinin içindeki en uzun dağdaydı.Bu dağ çoğu efsanede yer alan Horacia’nın en uzun dağı olan Yüce Dağdı.Hazine ise dağın eteklerindeki bir tapınaktaydı.Bu yaşadıklarını anlatmak ve bilgi alışverişi yapmak için sadık dostu ve aynı zamanda Yüksek Lord olan Ladweg’i çağırmak üzere taht odasına doğru koşmaya başladı.Taht odasına giderken karşılaştığı herkes ona tuhaf tuhaf bakıyor ardından “Çok yaşa kralımız” diyorlardı.Kral Orld bu duruma bir anlam veremese de çok fazla önemsemeyerek yoluna devam etti.Taht odasına girdiğinde ise Ladweg’i çağırtmak zorunda kalmamıştı çünkü Ladweg tüm lordları toplamış ve ne yapacakları hakkında iştişare ediyorlardı.Lordlar içeri giren kralı görünce şaşkına döndüler ve daha şaşkınlıklarını atamadan kral, Ladweg hariç tüm lordların dışarı çıkmasının isteyince bu emri anlam veremeden yerine getirdiler.Lordlar çıkınca Kral Orld Ladweg’e heyecanla aynı zamanda düşünceli bir biçimde haritayı gösterdi.Ladweg anlam veremeden haritaya baktı ve önce hazineyi görünce yüzü gülümsedi sonra hazinenin nerede olduğuna bakınca yüzü Kral Orld gibi düşünceli gibi bir hal aldı.Ardından İkisi birlikte bölgeye keşif amaçlı bir kafile göndermeye karar verdi fakat bu olayın çok dikkat çekmemesi gerekiyordu çünkü Ownia Krallığında Ölüm Vadisi yasaklanmıştı.Bu yüzden hiçbir ayrıntıyı atlamadan düşünmeye başladılar. Uzun bir süre düşündükten sonra Ladweg’in aklına iyi bir fikir geldi.Kafilenin büyük bir kısmını ana vatanları Ölüm Vadisi olan lowf’lardan, diğer kısmını ise Horacia’nın gördüğü en güçlü piyade olan Kalkan Muhafızlarından oluşturacaklardı. Ladweg’in fikri çok dikkat çekmese de kralı iyi tanıyan belli başı soyluların ve tüccarların dikkatini çekmişti çünkü yıllardır yasak olan bir bölgeye kralın amaçsızca keşif birliğini göndermeyeceğini biliyorlardı.Kralın amacını bilmedikleri halde bu amaçtan bir pay alabilmek için kafileye büyük yardımlar yaptılar.Soylular kafileye yiyecek ve ekipman yardımı yaparken tüccarlar ise yolculuklarında kullandıkları guttar adı verilen kalın kürklü ve dondurucu soğuklara bile dayanabilen hayvanlar verdiler.Ayrıca olup bitenden haberdar olmak için kafileye asker yardımı da yaptılar.Nihayet bir hafta sonra tüm hazırlıklar tamamlanınca kafile harekete geçti ve yüzyıllar sonra bile bahsedilen destansı yolculuk başlamış oldu.